2 Ağustos 2011 Salı

Çay

Bu konularda biraz karışık yazıyor izlenimine kapıldım.
Tanrı ve Tanrı nın varlığı konularına girince ister istemez biraz detaya giriyorsunuz ve söylemeye çalıştıklarınız biraz karışıyor gibi oluyor.
Bu sefer basit ve kısa bir çıkarım yapmayı deneyeceğim.
Bunun için kullanacağım araç, her derde deva çay..

Sıcak bir bardak çayı aldınız önünüze koydunuz, muhabbete daldınız içemediniz..
Çayınızın soğuduğu ya da soğuyacağı herkesin bildiği kaçınılmaz bir sonuçtur.
Peki ama çayınız neden soğur?
Bu durum evrenin en olasılıkçı ama aynı zamanda en kesin yasası, termodinamik bir yasadan hareketle elde edilen entropi kavramı ile açıklanır.
Biz bu kadar detaya girmeyeceğiz, yalnızca şunu söylemek yeterli;

Isı, en olası yöne doğru akar.Yani sıcaktan soğuya doğru.
Sistem ısıl dengeye ulaşınca enerji alış-verişi olmaz.

Çayımıza dönecek olursak, çay içinde bulunduğu çevreden daha sıcak olduğununa göre ısısını içinde bulunduğu çevreye verecektir.
Bu ısı verişi, çay ve çevrenin aynı sıcaklığa gelmesine değin sürer.
Peki ya sonra?

Konumuz açısından bu soruyu şöyle soralım; çayın çevreye verdiği ısı kendi kendine yine çayda toplanabilir mi?
Hayır, bu imkansızdır.
Çayın kendi kendini ısıtma ihtimali var mıdır?
Hayır böyle bir ihtimal de imkansızdır..
Biz çayı ısıttığımızda, çayın kendisi ve çevresinden bağımsız bir sistem olarak enerji alış-verişini sağlarız.

Dünyamızın çekirdek sıcaklığı 6000 C derece olduğu söyleniyor.
Dünyanın kendisi, kendi merkezini ısıtamayacağına göre çekirdeği kim ısıttı?
Evrenin şu an ki sıcaklığı 2.7 Kelvin olduğu söyleniyor.
Evrenimiz bundan milyonlarca yıl önce binlerce dereceye varan bir ısıya sahipti.
Tıpkı çayımızın kendi kendini ısıtamayacağı gibi, evrenimizin de kendi kendini ısıtması imkansız..
Öyle ise evreni kim ısıttı?
Bence evrenin ve maddenin kendisinden bağımsız bir Tanrı..
Başka seçenek varsa biri bana anlatsın ama anlatırken çay söylesin...
Eğer elimdeki çay soğumak yerine daha da ısınırsa anlatıklarına belki o zaman ikna olabilirim..






5 yorum:

  1. Teşekkür..De gerisini nasıl yazacağız bakalım :)

    YanıtlaSil
  2. Eline sağlık kardeş,

    Yazılarını okuyordum ama yorum yazmamıştım,aha bu da açılışı olsun
    sevgiler

    YanıtlaSil
  3. sana, o çayı bir ısıtıcıda ısıtabileceğini söylerim. ama bu sefer de, ısıtıcıyı kim yarattı şeklinde soru sorarız. bu sorular böyle sürerken, deriz ki "demek ki bu sistemi birisi yaratmış"...
    peki bu sistemi yaratanı kim yarattı dersem ne dersin?
    sonsuzlukla kestirip atar mısın?
    bence mecburuz buna. yani bu "sonsuzluğun" sınırlarını belirleyebilmemiz için "sonsuz" nedir bilmemiz gerekir. Bunu sahip olduğumuz zekayla anlayamayız. Evrenleri, galaksileri, quarkları bilebiliriz... ama üstlerini bilemeyiz. Atomları, atom altlarını da bilebiliriz ama daha altlarını da bilemeyiz...
    Bir ateist ile böyle bir tartışmaya girersen, sana "Tanrı'ya inanmıyorum ama bir güç var" der. Zaten onların asıl inanmadığı şey dinler sonuçta... Allah kavramının tanımsız gelmesi, biraz çaresizlikten. Akılla bir şeyleri çözmeye çalışırlar ancak yanıtsız kalır... Çünkü akıl sonsuzluğu cevaplayamaz, çünkü akıl öğrenemediği şeyi bilmez. Biz bu sonsuzluğa bir isim veririz, onlar(ateistler) vermez. Ama bizim verdiğimiz isimler de, takip ettiğimiz yolların isimleridir.

    Saygılar, sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Bir iğnenin bile ustası varsa kainatın da ustası olmalı..dediğinde bir iğne bile ustasız olamıyorken, usta ustasız nasıl olur, diyerek senin başka şekilde sorduğun soruyu sorarlar ateistler..Cevap, hep vardı..Enerji hep yok mu? Hani yoktan var edilemez, vardan yok olamaz durumu..Ha işte bu noktada düğüm kopuyor..Hep var olan Tanrı mı enerjimi?Ateistler o güce, bilinçsiz Tanrı yani enerji derler..Benim bu yazıda değindiğim nokta burası..Bilinçsiz Tanrı yani enerji bir haltı beceremez..

    Yani daha teknik olarak, dış kuvvetler etkisi ile mekanik enerji kaybının olmadığı sitemlerde mekanik enerji toplamı sabittir, yani;
    Toplam enerji değişimi = Kinetik enerji değişimi + Potansiyel enerji değişimi = 0
    ΔK+ΔU=0
    Yani daha avam bir tabirle, hareket hep var olamaz..
    Hareketi yine hareket başlatır da diyemeyiz..
    Öyle diyemiyoruz, böyle de diyemiyoruz, öyle ise en makul çözüm, değişimi, hareketi kendisinden bağımsız bir Başlatan ı varsaymak olacak gibi duruyor..Burada üzerinde durduğum durum bu..Dinler bir başka bahara..

    Sevgi ve saygılar bizden..Bilmukabele

    Bu arada sağol gerçekelektronik...

    YanıtlaSil